Bültenimizin bu sayısındaki röportajını, Moleküler Biyoloji ve Genetik yüksek lisans mezunumuz Dr. Zeynep Çakır Wheeler ile gerçekleştirdik. Kendisiyle İYTE’deki öğrencilik yıllarını, yurt dışı deneyimlerini, bilimsel çalışmalarını ve genç mezunlara tavsiyelerini konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İYTE’de hangi bölümde, hangi yıllar arasında eğitim aldınız?
Adım Zeynep Çakır Wheeler. Lisans eğitimimi Ege Üniversitesi Biyokimya bölümünde tamamladım. Ardından İYTE’de Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde 2008-2011 yılları arasında yüksek lisans eğitimi aldım. Sonrasında Almanya’da doktora çalışmalarımı tamamladım ve ABD’ye taşındım. Şu anda San Francisco’da bir biyoteknoloji şirketinde (Link Cell Therapies) kanser immunoterapisi alanında çalışmalarıma devam ediyorum.
İYTE’de aldığınız eğitimin kariyerinizde nasıl bir rolü oldu? Size kattığı en değerli şey neydi?
İYTE’deki yüksek lisans eğitimi sırasında aldığım dersler ve okuduğum makaleler, son teknolojiler ve bilimdeki trendler ile ilgili bilgi sahibi olmamı sağladı. Bana kattığı en önemli şey çalıştığım alanda belli bir vizyona ulaşmamı sağlaması oldu diyebilirim.
İYTE’de hangi hocamızın danışmanlığında yüksek lisans çalışmalarınızı yürüttünüz ve bu deneyim size neler kattı?
Lisans eğitimim sonrası Yusuf Baran Hoca’nın laboratuvarında çalışmak benim akademiye olan bakışı açımı kökten değiştirmiştir. Onunla o dönemde çok sayıda akademik çalışma yapıp bunları da makaleye dönüştürme fırsatı yakaladım. Öncelikle bana temel olarak akademik çalışmak nasıl yapılır onu öğretti. Sadece akademik olarak değil aynı zamanda kendisi bu alandaki tecrübelerini aktararak kişisel gelişimimde de bana çok yardım ettiğini söyleyebilirim. Benim akademide devam etmem ile ilgili ufkumu açılmasını sağlayan en önemli kişilerden biri olmuştur. Bu sayede Almanya’da Freiburg Üniversitesi’nde doktora eğitimime başladım.
Yüksek lisans sonrası akademik yolculuğunuz nasıl şekillendi? Doktora sürecinizden ve Almanya deneyiminizden bahseder misiniz?
Yüksek lisansımdaki çalışmalarım sonrasında doktora çalışmalarıma yurtdışında devam etmek istediğime karar verdim. O dönemde yüksek lisans çalışmalarıma yakın olduğunu düşündüğüm ve daha ayrıntılı bir şekilde hücre içi protein mekanizmaları çalışmak beni heyecanlandırdığı için Almanya’da Freiburg Üniversitesi’nde doktoraya başlamaya karar verdim ve mitokondriyal hücre ölüm mekanizmaları üzerine çalıştım.
Almanya’daki doktora dönemim bana oradaki bilime olan bakış açısını öğrenmemde ve projelerin ve deneylerin çok titizlikle ve sıkı bir disiplinle nasıl yapılacağını deneyimlememi sağladı.
Almanya’dan ABD’ye geçişiniz nasıl oldu? Postdoc süreciyle ilgili en belirgin deneyimleriniz nelerdi?
Almanya’da iken doktora hocam ABD’de araştırma ortamını kesinlikle tecrübe etmem konusunda bana tavsiyelerde bulunuyordu. O dönemde ABD’de birçok hoca ile görüşüp hem oradaki laboratuvarların araştırma olanaklarını görmem hem de nerede yaşamak istediğime karar vermemde etkili oldu. ABD’de California Üniversitesi San Francisco’da (UCSF) 4 yıla yakın post-doc yaptım. Burada çok daha geniş araştırma olanakları olmasının yanı sıra alanında bilinen hocalarla yakın çalışma fırsatı da elde ettim. Burada çalıştığım laboratuvarda farklı konularda çalışan ama merkezinde protein ve kütle spektrometrisi olan dünyanın farklı yerlerinden gelen yaklaşık 50 kişilik bir ekiple çalıştım. Bu da benim için ilginç bir deneyimdi açıkçası. Burada tamamen bağımsız akademik çalışma yapma fırsatını elde ettim. Çünkü büyük laboratuvarlarda genelde hocanın size ayıracağı zaman çok az olduğu için etkili ve güvenilir deneyler ve hipotezler sunarak çalışmanızı ilerletmek ve makalenizi yayınlamak için ikna etmeniz gerekiyor. Bu da bana alanında üst düzey olan bir yerde kendi düşüncelerimi ortaya koymada daha kendinden emin ve bilimsel olarak özgür olmamı sağladı.
Şu anda San Francisco’da biyoteknoloji alanında çalıştığınızı belirttiniz. Ne üzerine çalışıyorsunuz, günlük iş tanımınızdan biraz bahseder misiniz?
Şu anda Silikon Vadisi olarak bilinen bölgede kanser immunoterapisi alanında çalışıyorum. Bağışıklık hücresi olan T hücrelerini genetik olarak tekrar programlayarak (CART) etkili ve güvenli bir şekilde solid tümörlerin tedavisinin geliştirilmesi üzerine araştırmalar yapıyoruz. Benim rolüm ise kanserler üzerinde ileri düzey hesaplamalı biyoloji kullanılarak bulunan belirteçleri, kanser hücreleri, biyopsiler ve dokular üzerinde ekspresyon düzeylerini ölçmek. Bu şekilde saptanan kanser belirteçleri T hücrelerinin genetik olarak tekrardan programlanmasında kullanılarak oluşturulan teknoloji ile solid tümörlerin terapisinde kullanmak.
Türkiye’deki eğitiminizin, yurtdışındaki akademik ve profesyonel hayatınıza etkisi nasıl oldu?
Ben, Anadolu Lisesinde okudum ve bizim dönemimizde ilkokuldan sonra başlanıyordu ve o dönemde iyi bir İngilizce eğitimi aldım ve bu sayede yurtdışı eğitimim sırasında dil ile ilgili bir problem yaşamadım. Gerek lise dönemim olsun gerekse lisans dönemim olsun her zaman sorumluluk üstlenilmesinin teşvik edilmesi ve grup halinde ekip çalışmasının öneminin vurgulanması hayatımın sonraki döneminde birlikte çalıştığım farklı kişiliklerden ve kültürlerden oluşan gruplarda daha esnek ve gruba daha kolay nasıl adapte olabileceğim konusunda bana önemli faydalar sağladı.
Yeni mezunlara ve yüksek lisans/doktora yapmayı düşünen öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Lisans sonrası tam olarak ne çalışacağına karar vermek zor olabiliyor. Benim önerim bilim ile ilgili yapılan son çalışmaları ve trendleri takip etmeleri. Buradan ilgilerini çeken konular üzerine araştırma yapıp o alanda çalışan kişilerle iletişime geçip konuşmaları. Konferanslara katılma şansları varsa bunları kullanarak oradaki ilgilerini çeken konuları not edip orada yüz yüze hocalarla konuşmak. Bunun yanı sıra hocalarla iletişime geçtiklerinde gerçekten ilgi duyduklarını, en azından, o laboratuvarda yapılan çalışmalardan haberdar olup o şekilde konuşmak onlara büyük artılar kazandıracaktır.
Son olarak, sizin gibi yurtdışında kariyer yapmak isteyen öğrencilere ilham verecek bir mesajınız var mı?
Yurtdışına tek başına çıkıp yeni bir hayata başlamak hem heyecanlı hem biraz da ürkütücü olabiliyor bunun yanı sıra akademi uzun ve bilinmezlerle dolu. Doktora yolu da dikenli yollardan geçiyor ama hiçbir zaman vazgeçmeyin, sabredin ve sebat edin. Emin olun ki bunun karşılığını fazlasıyla alacaksınız!
Vakit ayırdığınız için çok teşekkürler!

