Altıncı "KA"riyer Vizör'ün konukları, Teknopark'ta faaliyet gösteren Uniqgene şirketinin kurucuları ve başarıları ile bizleri gururlandıran Biyomühendislik Bölümü Yüksek Lisans öğrencilerimiz; Yasemin Ük ve Seher Yurt.
Yaşam Teknolojileri alanını konu alan ve 3 gün süresince 30’un üzerinde ekiple 100’den fazla katılımcının yarıştığı Hack4Treat'te inme hastalığının; belirti, takip, tespit, acil müdahale ve tedavi süreçlerinin iyileştirilmesine yönelik hekathonun önleme kategorisinde birinci olan öğrencilerimiz ve genç girişimcilerle; öğrenciliklerini, girişimlerini, başarılarını ve hayata bakışlarını etkileyen kariyer yolculuklarını konuştuk. Keyifli okumalar dileriz.
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
YÜ: Merhaba, ben Yasemin. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden 2019’da mezun olduktan sonra aynı sene İYTE Biyoteknoloji Bölümü’nde yüksek lisansına başladım ve eğitimime devam ediyorum. Lisans döneminin son senesinde spora olan ilgimi genetik testler ile birleştirdim ve yaklaşık 4 senedir Uniqgene ekibinde çalışıyorum. Şu ana kadar tenis, yelken, basketbol, dağcılık, binicilik gibi sporları denedim ve her sene yeni sporları keşfederek farklı branşları deneyimlemeye devam ediyorum.
SY: Merhaba, ben Seher. 27 yaşındayım. İYTE MBG bölümü mezunuyum. Şu anda İYTE Biyoteknoloji bölümünde yüksek lisansıma devam ediyorum. Yasemin ile 2018 yılında kurmuş olduğumuz Uniqgene adında bir girişimimiz var. Şu anda İYTE Teknopark’ta faaliyetlerimize devam ediyoruz. Genel olarak, araştırmaktan, okumaktan, keşfetmekten büyük mutluluk duyuyorum.
İYTE maceranız nasıl başladı? Burada olma maceranızdan ve tercihinizden bahseder misiniz?
SY: Lise son dönemlerimde, sevdiğim bir öğretmenim sayesinde tanıdım İYTE’yi. Bana imkanlarından ve mezunların nerelerde çalıştıklarından bahsetmişti. Zamanla kendim araştırmaya başladım. Moleküler Biyoloji ve genetik bölümü asıl hedefimdi. Araştırmaya ve yaşam bilimlerine hep merakım oldu. Eğitim dili, yapılan projeler, mezunların özellikle yurt dışında bulduğu imkanlar İYTE MBG bölümünü seçmemde etkili oldu. Böylece, ilk 4 tercihimden biri olması benim için mutluluk vericiydi.
Y.Ü: İYTE aslında daha önceden bildiğim ve isteyerek tercih ettiğim bir bölümdü. Lise 2. sınıfta biyoloji olimpiyatlarına girmemle biyolojiye olan merakım arttı. Sonrasında 3. sınıfta “Bortezomibin İnsan Lösemi Kanser Kök Hücrelerine Etkisi” adlı projemle TÜBİTAK Ege Bölge Birincisi olduk ardından da Ankara’daki finallere gitmeye hak kazandık, orada gördüğüm projeler ve insanlara fayda sağlayabileceğim düşüncesiyle üniversite de araştırma yapmak istediğimi fark ederek bu bölümü tercih ettim.
Türkiye’de son çeyrek yüzyılda yıldızı parlayan bir bölüm olan Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü eğitiminiz hakkında kısaca bizi bilgilendirir misiniz?
SY: Bugün baktığımızda, günümüzde yaşadığımız pandemi koşulları dahil olmak üzere aslında her an her dönemin önemli alanları Biyoloji ve Genetik. İYTE’nin teorik eğitimini yanı sıra, özellikle pratik eğitiminin çok iyi laboratuvarlarda gerçekleşmesi, ardından son 2 yılda ilgi alanınıza göre alabileceğiniz araştırma dersleri bakımından oldukça yeterli olduğunu düşünüyorum.
Y.Ü: Moleküler Biyoloji ve Genetik dediğimizde aslında çok farklı alanlarda çalışabileceğiniz bir bölüme girmiş oluyorsunuz. Temel dersleri aldıktan sonra bizim yaptığımız gibi spor ve beslenme genetiğinden tutun, bitki genetiği, kanser, biyokimya, mükrobiyoloji, biyoinformatik gibi pek çok farklı alanda staj yapıp bir kariyer planlamak mümkün.
İYTE’nin sizlere katkısından bahseder misiniz?
SY: İYTE, bana her şeyden önce pes etmemeyi öğretmiştir sanıyorum. Zaman zaman zorlayıcı bir eğitim süreci olabiliyor. İş dünyası da bu şekilde aslında. İniş ve çıkışları çok fazla olsa da yolunuzda kaldığınız sürece başarıya yaklaşıyorsunuz. İYTE zaman zaman zor koşulları olsa da; eğitim kalitesi, vizyoner hocaları sayesinde sektöre de akademiye de oldukça donanımlı bireyler yetiştirdiğini düşünüyorum. Ekibimiz hemen hemen her üyesi, lisans ya da yüksek lisans eğitimini İYTE’de tamamlamış kişilerden oluşuyor. Hem atmosferi bile, hem de böylesine donanımlı arkadaşlarla çalışmak da ayrıca keyifli oluyor.
YÜ: İYTE bana çok güzel dostluklar kattı, özellikle spor kulüplerinde edindiğim arkadaşlarım sayesinde okuduğum senelerde çok eğlenceli anılarım oldu. Bunun dışında eğitim anlamında araştırmayı, yeni fikirler üretmeyi ve fikrimi hayata geçirirken zorluklara rağmen asla pes etmemem gerektiğini öğrendim.
Girişimci olmak akademisyen olmak kadar hatta daha zor bir şey diyebilir miyiz, bu enerjiye nasıl sahip oldunuz?
SY: Aslında her ikisinin de kendi içinde zorlukları var ve bazen çok farklı zorluklar. Girişimcilikte en çok zorlayan konu, bazen hangi yolu seçeceğini bilememek olabiliyor. Oto-kontrolünüzün yüksek olması gerekiyor. Her gün olmasa da mümkün olduğu kadar enerjinizin ve motivasyonunuzun yüksek olması, ekibi kolaylıkla motive edebilme yeteneklerine sahip olmak avantaj yaratıyor. Bunlar bir günde olmuyor işin aslında. Kendi adıma günden güne daha iyi bir girişimci olmak için yeni yollar bulup denemeye çalışıyorum.
YÜ: Girişimcilik ve akademisyenlik iki ayrı uçta gibi görünse de, yeni bir fikri araştırma ve çözüm bulma isteğini açısından birbirine benzediğini düşünüyorum. Enerjimin asla bitmemesindeki en büyük kaynağım işimi severek yapıyor olmam ve ekipteki arkadaşlarımın da istekle çalışıyor olması diyebilirim. Kendi işimiz olduğu için aklımızdaki fikirleri hemen denemek, bir nevi oyun alanına sahip olmak ve başarısız olmaktan korkmamak da bizi geliştiriyor ve deneyimsiz olduğumuz alanlarda da kendimizi geliştirmemizi sağlıyor. Fakat mentörlerimiz ve tecrübeli hocalarımızın da desteğini unutmamamız lazım.
Yapmış olduğunuz girişim faaliyetlerinden kısaca bahseder misiniz?
Uniqgene, spora yeni başlayacak bireyler, amatör ve profesyonel sporcular başta olmak üzere; sağlıklı ve sürdürülebilir antrenman ve beslenme programına sahip olmak isteyen tüm bireyler için, kendilerine en uygun beslenme ve antrenman yöntemini ortaya çıkarmayı sağlayan bir genetik testtir. Ayrıca Uniqgene, bilimsel ve teknolojik yöntemlerle ürettiği genetik testleri algoritması ile birleştirerek spor kulüplerine takım takip sistemini de sunmayı hedeflemektedir. Uniqgene ekibi olarak, 2018 Eylül'den beri çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2 kadın girişimci olarak çıktığımız bu yolda (Seher Yurt & Yasemin Ük) Makine Mühendisi, Avukat ve Moleküler Biyologlardan oluşan ekibimiz ile birlikte; Dünya’da hızla gelişen ve güncel teknolojilerden biri olan genetik testler ve makine öğrenme algoritması ile sunduğumuz sporcu takibi hizmeti sayesinde sporcuların potansiyellerini keşfetmeleri için biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Lisans eğitiminiz bu çalışmada çok etkili oldu anladığımız kadarı ile. Peki şu an yüksek lisans eğitiminizden, teoriyi pratiğe dönüştürme konusunda nasıl yararlanıyorsunuz?
SY: Yüksek lisans çalışma alanlarımızı şu an yürüttüğümüz iş fikrine katkısı olabilecek alanlardan seçmeye çalıştık. Danışman Hocamız Doç. Dr. Efe Sezgin, bize her konuda oldukça destek oluyor.
YÜ: Lisans eğitimimize devam ederken genetik testler yapma fikriyle gittiğimizde ilk günden beri bizi destekleyen Çağlar Karakaya Hoca’mız vardı. Çağlar Hoca sayesinde daha okurken ilk denemeleri yapma fırsatı bulduk. Sonrasında BİYOMER’de Dane Hanım ve Afife Hoca da laboratuvar süreçlerimizde bize destek olmaya devam ettiler. Yüksek lisansa başladığımızda İYTE’de daha önce hiç spor genetiği çalışılmamasına rağmen projemi gerçekleştirmeme destek olan ve bize akademik anlamda yeni bir ufuk açan Efe Sezgin Hocamız sayesinde de projeler yazmaya ve spor genetiği alanında tezimi geliştirmeye devam ettim. Bu anlamda İYTE’deki hocalarımızdan destek almak bizim için çok değerliydi.
Akademide de ilerleme düşüncesinden bütünü ile uzaklaşmadınız değil mi?
SY: Ben İYTE’de 3. yüksek lisans kaydımı yaptırmayı planlıyorum. Bir süre daha yeni yöntemler araştırmaya, kendimi akademik eğitim sayesinde geliştirmeyi planlıyorum.
YÜ: Bizim yaptığımız iş ve bölümümüz gereği, sürekli güncel gelişmeleri takip etmemiz ve akademik çalışmalardan haberdar olmamız gerekiyor. Uniqgene’de de Ar&Ge konusuna çok önem veriyoruz, bu yüzden ekipteki herkesin lisans sonrası akademik eğitimi devam ediyor.
İYTE’yi ve Genetik Bölümünü tercih etmeyi düşünen adaylara ve gençlere tavsiyeleriniz neler olabilir?
SY: İYTE halen gelişmekte ve büyümekte olan bir okul. Akademisyen olma, araştırmacı olma hayalleriyle İYTE’ye gelmeyi düşünen arkadaşlar için iyi bir seçim olacağını düşünüyorum.
YÜ: İYTE özellikle lisans döneminde zorlayıcı ve çok çalışmayı gerektiren bir üniversite olmasına rağmen mezun olduktan sonra diğer okullarla karşılaştırıldığında verdiği akademik eğitim ve yabancı dil seviyesi konusunda mantıklı bir tercih olabilir.
Başarılarınız için tekrar tebrik eder, kariyer yolculuğunuzda daha nice başarılar dileriz.
|